Çizgi roman uyarlaması filmler yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu listede de keskin çizgilerden akan mürekkeplerin, beyaz perdede kendine hayat bulduğu harika eserleri incelemeye devam ediyoruz. Eğer önce listenin ilk partını okumak isterseniz sizi buraya ışınlayalım.

 

 

6 – V For Vendetta

Listeye en çok bilinen, popüler kültürün kült nesnelerinden biri haline gelmiş bir eser ile başlamak istedik. Çizgi romanlara veya sinemaya birazcık bile ilginiz varsa V for Vendetta’yı muhakkak duymuşsunuzdur. Alan Moore tarafından yazılan ve David Lloyd tarafından çizilen dünyaca ünlü eser, yayınlandığı 2005 yılında ortalığı adeta kasıp kavurdu. Filmdeki başrolün kostümü ise hemen popüler kültürün en bilinen nesnelerinden biri artık. 

Bu harika eserde 97 yılında büyük baskı altındaki Büyük Britanya’yı izliyoruz. Ve onu kurtarmak isteyen, sisteme kafa tutan maskeli bir kaçık… Bu kişi V for Vendetta’dan başkası değil elbette… Bu arada filmin çok sevilmesinin bir nedeni de Natalie Portman’in harika oyunculuğu.

Bu harika eserle henüz tanışmamış şanslı insanlardan biriyseniz izleme listenizin en başına alın deriz.

 

7 – The Losers

Çizgi roman uyarlaması filmler arasında bol aksiyonlu bir öneri: The Losers. Bu eserde aksiyona kesinlikle doyuyoruz. Arama ve imha etme görevi için Bolivya ormanlarına gönderilen bir ekibin ihanetin hedefi haline gelmelerini konu alıyor. Ancak bu ekip öyle sıradan bir ekip değil, Özel Kuvvetler timinin seçkin üyeleri. Ee karakterler bu kadar güçlü olunca, dolayısıyla ölü farzedilen bu grubun alacağı intikamın da büyük olacağını tahmin ediyorsunuz değil mi? 

Uyarlamanın yapıldığı orijinal eserin Yazarı Andy Diggle, çizerleri ise Jock, Shawn Martinbrough, Nick Dragotta, Ale Garza, Ben Oliver’dır.

 

8 – Oldboy

2003 yılında tüm dünyada büyük övgü alan Asya sinemasının muhteşem örneklerinden, Güney Kore yapımı bir film. Hikaye 1996-1998 yılları arasında yayınlanan aynı adlı manga serisine ait. Elbette çizgi roman dünyasının kaleminden çıkan mürekkep ile sinema dünyasının perdelerinden salınan esintiler arasında farklar oluyor. Özellikle sinema yapımında mangaya oranla daha çok şiddet sahnesinin yer alması. Ancak filmin konusu o kadar güzel işlenmiş ki iki yapım arasındaki farklar canınızı sıkmıyor. 

 

Filmin konusuna gelelim. Kemerlerinizi bağlayın ve kusursuz bir intikam hikayesine hazır olun. Bilmediği bir sebepten ötürü 15 yıl boyunca bir odada hapis tutulan Oh Dae-Su’nun, odadan çıktıktan sonra kendisini hapsedenleri bulmak için başlattığı epey kanlı araştırmaya şahit oluyoruz. Hem senaryosu hem de kurgusu, oyunculuklarla birleşince muazzam bir eser çıkmış ortaya. Okuyanların da izleyenlerin de bir süre etkisinden çıkamayacağına ve olayları idrak edemeyeceğine kesinlikle eminiz. İzleme listesine de kesinlikle eklenmeli

 

9 – Dredd

Evet, insanoğlu yine durmamış yapmış yapacağını… Dünyamızın yine değiştiğine ve bu sefer Atom Çağı’na girdiğine şahit oluyoruz. Megapoller yeni yaşam alanlarımız olmaya başlamış, kısacası her şey süpersonik ilerliyor. Yapıma damgasını vuran ise suça karşı acıması olmayan polis güçleri. Suçlu bulduğu ve suç potansiyeli gördüğü her insanı acımasızca cezalandırmaları… Onlar hem polis hem de yargıç. Ayrıca bu iki güçlü unvan ile cezaların uygulanış süresi arasında geçen zamandan bahsetmeye gerek bile duymuyoruz. Bununla birlikte bu yargıçların en ünlüsü ise Dredd…

Adeta yeni çağ kıyameti sonrası bir çorak arazideyiz. Burası Mega-City One adlı geniş, distopik bir metropol. BaşYargıç bir gün Dredd’e önemli bir görev verir. Dredd ve Cassandra dönemin en güçlü çetelerinden Ma-Ma’nın yönettiği dev Peach Trees Binası’ndaki bir cinayeti araştırmaya giderler. Fakat 200 katlı ve her yanının çete üyeleriyle sarıldığı bu binadan canlı çıkmaları mümkün olacak mıdır? Distopik kurgularla bezenmiş yapımın yönetmen koltuğunda Pete Travis otururken senaryo Alex Garland’a emanet edilmiş. 

 

10 – Snowpiercer

Listedeki yapımlar arasında sanıyoruz ki aksiyonun en bol olduğu yapım budur. Yönetmenliğini Koreli yönetmen Joon-ho Bong yapmıştır. Filmin konusu şöyle: küresel ısınma sebebiyle dünya, herhangi bir canlının hayatta kalamayacağı kadar soğuyor. İnsanlığın sürmesi için ise 1001 vagon uzunluğunda, dünyanın çevresini hiç durmadan arşınlayan bir tren inşa ediliyor. Bir trende en fazla ne olabilir ki demeyin. Film boyunca bu vagonlarda tıpkı gerçek hayattaki gibi sınıf farklılıkları, yaşam mücadeleleri, savaş gibi konuları izliyoruz. Film Le Transperceneige adlı çizgi romandan uyarlandı. Yapımın estetik dünyası, özgünlüğü Snowpiercer’ı mainstream sinemanın son yıllardaki en iyi örneklerinden birine dönüştürdü.  Yapımın uyarlamasının bir versiyonu da şu anda Netflix’te yayında.