Havaların serinlemesiyle birlikte sonbaharın kahve, kitap battaniye girdabına girmiş bulunuyoruz. Takipçilerimiz için sık sık fantastik, hikâye, kurgu gibi zengin içerikli tarzlarda kitaplar da öneriyoruz. Bugün sizlere önereceğimiz kitaplar Uluslararası olarak da tanınmış, saygın edebiyat ödüllerinden birine sahip kitaplar. Önce Man Booker Ödülü neymiş ona bakalım. Ardından da Man Booker Ödüllü Kitaplar listesine bir göz atalım.

Man Booker Ödülü, dünyanın en saygın edebiyat ödüllerinden biridir. Önceleri İngiliz Milletler Topluluğu veya İrlanda Cumhuriyeti vatandaşı olan yazarların, İngilizce olarak kaleme aldıkları eserlere verilirdi. Ancak 2005 yılından itibaren Man Booker Uluslararası Ödülü isimli başka bir ödül de tüm dünyadan seçilip değerlendirilen eserlere verilmeye başlandı. Ödülü alacak eserin seçimi, üyeleri genel olarak her yıl değişen bir jüri eliyle yapılıyor. Herhangi bir sıralama gözetmeksizin sizler için seçtiğimiz 5 Man Booker Ödüllü Kitaplar listesi geliyor.

1.Küçük Şeylerin Tanrısı – Arundhati Roy

Arundhati Roy’un kaleminden çıkan kitap, Man Booker Ödüllü Kitaplar listesine adını 1997 yılında yazdırdı. Eserde lirik bir dille, şiirsi bir anlatımla, bir söz-büyücü gibi kullandığı sözcüklerle, yasak bir aşkın çökerttiği bir ailenin soluk kesen dramı işlenmiş. Varlıklı bir Hindu ailesinin güzel kızı Ammu, ailesinin yanında çalışan bir işçiye aşık olur. Önüne geçilemeyen, kural tanımaz, tutkulu bir aşkla bağlanırlar birbirlerine. Oysa genç adam Dokunulmazlar sınıfındadır, toplumun en alt kademesinden. Sonu olmadığını bildikleri bu aşkta Küçük Şeyler’le yetinirler, geleceği düşünemezler. Genç kadının ayrıldığı kocasından olan biri kız, biri erkek ikiz çocukları bu aşkın doğal tanıklarıdır. Öte yandan olaylar, birbirinden ayrılmayan bu çift yumurta ikizlerinin çevresinde dönüyor ve kızın gözüyle anlatılıyor. Arundhati Roy, geriye dönüşlerle örüyor kurgusunu ve beklenmedik, dehşet verici sona ulaştırıyor. Öykü 1960’lı yılların sonunda, Hindistan’ın güneyinde geçiyor. Bu öyküde, arka planda İngiltere’den bağımsızlığını yeni kazanmış, siyasal çalkantılar içindeki bir Hindistan’ı buluyoruz. Aynı zamanda ürkütücü Kast Sistemini ve toplumsal tabulara şahit oluyoruz. Hindistan’da yayınlandığında, Hristiyan bir Hindu kadınıyla alt kasttan bir erkek arasındaki aşk ve aşk sahneleri Hint gelenek ve göreneklerine aykırı düştüğü için büyük tartışmalara yol açtı. Küçük Şeylerin Tanrısı, kesinlikle bir solukta okuyabileceğiniz unutulmayacak bir roman.

3. Schindler’ in Listesi – Thomas Keneally

Bu eser Booker Ödülü’nün yanı sıra Los Angeles Times Kitap Ödülü gibi ödüllere de layık görülmüş. Ayrıca Steven Spielberg tarafından sinemaya uyarlanıp dünya çapında milyonlarca izleyiciyle buluşuyor. Bununla da yetinmiyor, sonrasında 12 dalda Oscar adaylığı, 7 dalda da Oscar ödülü kazanıyor. Thomas Keneally’nin Schindler’in Listesi adlı eseri Oskar Schindler’in hikâyesini anlatıyor. Nazi işgali altında Polonya’da yaşayan Yahudileri kurtarmak için hayatını riske atıp, SS birliğine kafa tutan ve onları zekâsı ile alt edip, bir şefkat meleğine dönüşen Oskar Schindler… Savaş dönemini, Nazizmin saçtığı dehşet, mücadeleyi oldukça güzel anlatan harika bir eser.

3.Yedi Cinayetin Kısa Tarihçesi – Marlon James

The Wall Street Journal, The New York Times, The Washington Post, Financial Times ve Time gibi birçok yayın kuruluşu tarafından olağanüstü derecede iyi yorumlarla onore edilmiş bir kitap geliyor. Bob Marley’nin Jamaika konserinde sahne almasından iki gün önce, 3 Aralık 1976’da, yedi silahlı adam şarkıcının evine bir saldırı düzenliyor. Bu saldırıda Marley, karısı ve menajeri yaralanıyor. Bu sırada resmî olarak tetikçilerle ve suikastla ilgili pek az açıklama yapılıyor. Ancak Batı Kingston sokaklarında uzun süre olayla ilgili pek çok fısıltı ve dedikodu dolaşıyor. Bu eserde Marlon James iç yüzü hiçbir zaman anlaşılamayan bu yıkıcı vakayı tekrar canlandırıyor. Otuz yıllık bir zaman çizelgesinde tetikçilerden, uyuşturucu satıcılarından, tek gecelik ilişkilerden, CIA ajanlarından ve hatta hayaletlerden oluşan, akıldan çıkmayacak karakterlerin öykülerini ustalıkla işliyor. Sonuç olarak ortaya gizemli, güçlü ve karşı konulamaz bir roman çıkıyor. Bu arada Marlon James bu kitabı ile yalnızca Man Booker kazanmakla kalmıyor. Aynı zamanda Amerikan Kitap Ödülleri ve Minnesota Kitap Ödülleri sahibi, Ulusal Kitap Eleştirmenleri Birliği Ödülü Finalisti, Anisfield-Wolf Kurgu Ödülü ve The Ocm Bocas Kurgu Ödülü Kazananı oluyor.

4.İbret Taşı – İsmail Kadare

İbret Taşı Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentinde ürkütücü bir simge olarak bilinir. Başkaldıran paşaların, başarısız sadrazamların kesilen başlarının yerleştirildiği bir simge… Kitabın kahramanı Tepedelenli Ali Paşa’dır. On dokuzuncu yüzyılın başlarında Yanya Valisi olarak hizmet ediyor ve kendi nüfuzunu artırarak padişaha başkaldırıyor. Arnavut halkına bir devlet vermeye niyetliyken, Saray paşanın kafasını İbret Taşı’nda görmek istiyordu. Halkların kimliklerinin silinmesi amacıyla kurulan idari rejim yaşamı ıssızlaştırdıkça zalimlik tiyatrosu tek gösteri halini alacaktı. Fakat puslu Balkan topraklarında dolaşan dedikodular ve rüyalar, insanların kaderlerini belirlemekte. Mülkiyetin paylaşımının özgürlükten çok daha önemli olduğunu fısıldamaktaydı. Arnavutluk’taki Osmanlı geçmişinin izlerini süren İsmail Kadare, İbret Taşı’nı yazdığı yetmişli yıllardaki komünist düzenle de alegorik bağlar kuruyor. Kafka’yı aratmayan fantastik bir kâbus bürokrasisi yaratıyor. Romanını duraklama dönemindeki Osmanlı İmparatorluğu’nun batıya yöneldiği modernleşme sürecinde gerçekten yaşanan olaylar üzerine oturttuyor. Devletlerin idarecilerine, memurlarına ve halklarına dair hep geçerli zorbaca yaklaşımlarının minyatürünü işliyor. Özetlemek gerekirse Osmanlı’nın derin izler bıraktığı Arnavutluk’un, yaşayan en büyük yazarından önemli bir dönem romanı.

4. Hikâyenin Sonu – Lydia Davis

Los angeles times book review’e göre Lydia Davis Amerikan edebiyatının sessiz devlerinden. Hikâyenin Sonu kitabı ise Lydia Davis’in ilk romanı. Kitabın konusuna gelince; her şey, unutamadığı erkek arkadaşını zihninde ve sokaklarda aramaktan yorgun düşen bir yazara, uzak bir şehirdeki kitabevinde bir fincan çay ikram edilmesiyle başlıyor. Yazdıklarına bir başlangıç ve son arayan bir yazarın, hikâyesinin başı, kimbilir belki de sonudur. Çoğunlukla yalnızca “O” olarak anılan bir adamın, her satıra, uykusuzluğa ve uyanıklığa sızdığı bir kitap. Yazma uğraşının yaşama uğraşına karıştığı, arayışın ve vazgeçişin anlatısı. Geçmişin kırılgan yapısıyla birlikte, kendini dönüştürmeye, anlayış ve algıyı tekrar gözden geçirmeye muktedir olan sevmenin etkilerini ve olanaklarını ortaya seren bir roman.

Daha fazla kitap içeriği arıyorsanız, sizi hemen şöyle alalım. İyi okumalar!