Pulitzer Ödülü Columbia Üniversitesi tarafından gazetecilik, edebiyat ve müzik gibi alanlarda verilen bir ödüldür. Amerika’da en büyük ve saygın ödül kabul edilen Pulitzer Ödülü, 19. yüzyıla damgasını vurmuş Joseph Pulitzer adlı bir gazeteci tarafından kuruldu. Ödüller 21 kategoride sahiplerini bulurken kazananlar ise bağımsız bir kurul tarafından seçiliyor. Ancak ödül bu kadar değerli olunca bize de bu ödülü almış saygın eserleri okumak düşüyor. Pulitzer Ödüllü Kitaplar listesi yayında. Şimdiden herkese iyi okumalar!

 

1. Kül Mevsimi – Elizabeth Strout

Elizabeth Strout’un Pulitzer ödüllü kitabı Kül Mevsimi’nde kitabın kahramanı Olive Kitteridge, bizi tüm kusurlarına rağmen gündelik hayatlarımızda büyülü bir yolculuğa çıkarıyor. Hatta bilerek ya da bilmeyerek öyle çok hayata dokunuyor ki, bu onun iyi, kötü, inatçı, sabırlı, hazin ve haşin hallerinin tamamını örtbas edebiliyor. Olive’in aşırı hassaslığından bıkmış bir oğul; evliliğine olan sadakati hem bir lütuf hem de bir lanet olan bir koca. Ek olarak bir de geçmişte yaşadığı bir aşk macerası peşini bırakmayan bir piyanist; yaşama isteğini kaybetmiş eski bir öğrenci…

Strout’un geçmişin yakıcı acılarının bıraktığı küllerle hesaplaşan, hayatlarının olgunluk dönemindeki karakterleri canlılıkları ve tanıdıklıklarıyla bize ancak Salinger gibi büyük yazarlarda rastlayacağımız türden inceliklerle dolu bir dünyayı hatırlatıyor.

 

2. Sempatizan – Viet Thanh Nguyen

Viet Thanh Nguyen, Vietnam asıllı Amerikalı yazardır. “Sempatizan” ise edebiyat dünyasında büyük yankı uyandırdı ve hakları otuza yakın ülkeye satıldı. Pulitzer ödüllü ve yirmiden fazla yılın kitabı seçkisinde yer alan sarsıcı bir ilk roman.

Pek çok ödülle yüceltilmiş kitap aslında gerilim romanı. Bununla birlikte insanın ayaklarını yerden kesecek bir ihanet ve dostluk destanı desek yanılmayız. Kitapta hikâyenin anlatıcısı çift taraflı çalışan komünist bir ajan, kendi deyimiyle “çifte akıllı” bir adam olan Saygon. Özetle Saygon yarı Fransız yarı Vietnamlı bir istihbarat subayıdır. Düşüşünden sonra Amerika’ya gelerek Los Angeles’taki diğer sürgün Vietnamlılarla birlikte yeni bir yaşam kurmaya çalışır. Bir yandan da Vietnam’daki komünist üstlerine gizlice raporlar gönderir. Özetle Sempatizan, kimlik ve göçmenlik üzerine çok yoğun bir keşif yolculuğu sunuyor. Hem insanı esir alan bir casusluk romanı, hem de güçlü bir aşk ve dostluk hikâyesi.

 

3. Pastoral Amerika – Philip Roth

Philip Roth bizi bu eseriyle gerçek anlamda vahşi bir yolculuğa çıkarıyor. Öyle ki kitapta Amerika”da Yahudiler ve Katolik İrlandalılar birlikte Noel’i kutluyor. Dünyayı yöneten ABD, aynı zamanda 60’ların donanımlı, politize olmuş öfkeli gençlerini zapt etmeye çalışıyor.

Pulitzer ödüllü kitap ile Philip Roth okuru sarsmaktan çekinmiyor. Yer yer rahatsız edici olmaktan kaçınmadan da hikaye ile bizleri oradan oraya sürüklüyor. Süper güç olmaya hazırlıksız yakalanmış fakat pozisyonunu kaybetmek istemeyen ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan 90’lı yıllara kadar çektiği acıları ve kendi adına ödediği bedelleri hayatı mahvolmuş bireyler üzerinden tartışmaya açıyor.

Eğer ben kitap okuyamıyorum, odaklanamıyorum veya zamanım yok diye üzülüyorsanız iyi bir haber daha verelim. Yapıt beyaz perdeye de uyarlandı.

 

Pulitzer Ödüllü Kitaplar

4. Muhteşem Ambersonlar – Booth Tarkington

Bu eser ile ilgili yazarken bile heyecanlandığımız iki şey var. Birincisi Booth Tarkington Pulitzer Ödülü’nü iki kez almayı başarmış 3 yazardan birinin olması. İkincisi ise eserin beyaz perdeye uyarlanması. Üstelik iki kere! Peki Pulitzer Ödüllü Kitaplar arasına adını yazdıran ve bu eseri bu kadar harika yapan neymiş gelin hep birlikte bakalım.

Georgie güçlü ve zengin bir ailenin tek erkek çocuğu olarak oldukça şımarık ve başına buyruk yetiştirilen biridir. Bilhassa annesi Isabel tarafından çok şımartılan Georgie, derin ama temkinli bir aşka tutulur. Bu arada yaşamdaki durumu da tersine dönmeye başlar. Ailenin zamana ayak uyduramayışı ve giderek azalan gelirleri ailenin sonunu hazırlamaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de miras kavgasının başlar. Dedesi Albay Amberson’un vefatının ardından, borçlar yüzünden tüm mal varlığı satılır. Artık George ile halası kelimenin tam anlamıyla sokakta kalırlar. Yaşam, artık başka bir yüzünü göstermektedir onlara. Âşık olduğu kızın babası da kendi annesine âşıktır. Buna öyle bir tepki göstermiştir ki, aile dostları da olan bu adamın yardımına gerçekten ihtiyacı olduğu halde gururuna yediremez. Aç kalmak pahasına, hep yaptığı gibi kafasının dikine gider. Bu asi genç, zamanla yaşamın bir kahramanı haline gelirken, bir yandan da tüm ülke ve ilişkiler de değişmektedir. Tüm eserleriyle yayın programımızda yer alacak olan Tarkington’ı kesinlikle seveceksiniz…

 

5. Bülbülü Öldürmek – Harper Lee

Harper Lee’ın on yaşında yaşadığı bir olaydan esinlenerek kaleme aldığı “Bülbülü Öldürmek”, acımasız bir önyargı ile, yürek burkan bir ırkçılık konusunu ele alıyor. Büyüleyici güzellikler ve vahşi eşitsizlikler dünyasında haksız yere korkunç bir suçla suçlanan bir ‘zenci’ yi savunmak için her şeyi riske atan bir adamın hikâyesi… Çocuk kahramanın gözünden tanık oluyoruz.

“İstediğin kadar saksağan vur vurabilirsen, ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.”

Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek okurları insan doğasının köklerine; masumiyet ve deneyime, nezaket ve zulme, sevgi ve nefrete, mizah ve pathosa götürüyor. Harper Lee bu romanını her zaman basit bir aşk hikâyesi olarak görür. Oysa bugün Amerikan edebiyatının bir şaheseri olarak kabul ediliyor.

 

Eser 1970’li yıllarda Türkiye’de yabancı dil eğitimi veren devlet okullarında İngilizce derslerinde okutulurken dünyanın en çok satan eserleri arasına girmiş. Ayrıca kitabın filmi 1962’de Oscar ödülü almış ve 40’tan fazla dile çevrilmiş.

 

6. Alıklar Birliği – John Kennedy Toole

Alkol ve uyuşturucu alışkanlığı ve depresyonla mücadelesine yenik düşen John Kennedy Toole’ın eseridir. İntiharının ardından geçen 11 sene sonra yazarın annesi tarafından yayımlandı. Bu kitap ile bir ilk yaşanıyor ve hayatta olmayan bir yazar ilk defa Pulitzer ödülü kazanıyor.

Kitabın kahramanı Ignatus’un modern çağ ile bağdaşmayan, kapitalizme direnen ütopik düşünce ve davranışları üzerinde düşünmeden edemeyeceksiniz. Eşcinseller ordusu, tembel fabrika işçileriyle devrim… Ignatus yaşadığı başından geçenleri o kadar büyütüyor, içinden çıkılmaz yapıyor ki… Sanki insanlık felaketiyle karşı karşıyaymışçasına hissediyorsunuz.

Pulitzer ödüllü kitap Toole’ün ölümünden sonra Türkçe dahil 18 dilde yayınlandı.

 

7. Renklerden Moru – Alice Walker

“Ben nasıl savaşılır bilmiyorum. Tek bildiğim hayatta kalmak!”

Pulitzer ödüllü kitaplar arasında bulunan “Renklerden Moru”, 1982’de Alice Walker imzalı. Kitap erkek egemen bir dünyada üstelik siyahi ırktan bir kadının yaşadığı zorluk, zorbalık, taciz, şiddet, tecavüz, çocuk yaşta evlendirilme gibi hayatın acı yanlarından kesitler barındırıyor. Her biri birbirinden dirençli kadınların yanı sıra, kendi ezilmişliklerinin acısını kadınlardan çıkaran erkeklerin hikâyesiyle de zenginleşen bir roman.

 

Bu eser Pulitzer ödülü kazanmanın yanı sıra Amerikan Şiddet Derneği’nin ilk 100 kitabı içine girmeyi başarmıştır. Ulusal Kitap ödülüne de layık görülen eser, aynı isimle daha sonra film ve müzikale uyarlanmıştır.

 

8. Yaşlı Adam ve Deniz (İhtiyar Balıkçı) – Ernest Hemingway

Realizm öncülerinden, Amerikan edebiyatının usta ismi Ernest Hemingway’ın 1952’de yayımlanan eseridir. “Yaşlı Adam ve Deniz”, 84 gün balık yakalayamayan ve yaşlı bir balıkçı olan Santiago’nun mücadelesini konu alıyor. Kendini serüvenden serüvene atan yazar fırtınalarla dolu yaşamına yön veren karakterini, bu romanla özetlemiş gibi. Büyük yazar, sert, acımasız fakat bir o kadar dokunaklı bir yazgıyı, yaşlı bir balıkçının okyanusta geçen birkaç günüyle özdeşleyerek, yalın, yoğun ve çarpıcı bir başyapıt koymuş ortaya. Bu da kendisine 1953’te Pulitzer ödülünü getirmiş.

 

9. Saka Kuşu – Donna Tartt

“Birini benim, annemi özlediğim kadar özlemek nasıl mümkün olabiliyordu? Onu öyle çok özlüyordum ki ölmek istiyordum; suyun altında havaya hasret kalmak gibi sert, somut bir özlem.”

Decker bir terör saldırısında annesini kaybediyor. Eser kendisinin mucizevi bir şekilde hayatta kalması ve ilgisiz babası ile büyük şehirdeki büyük yalnızlığını konu alıyor. Tüm bu yalnızlıklar içinde kendisine annesini hatırlatan bir şey bulur Decker; küçük sarı bir saka kuşu.

Zaman geçer ve Decker zenginlerin tablolarla dolu odalarında ve antikacıların tozlu koridorlarında çalışır. Gerçek aşkı da tadar ancak bu aşk tıpkı saka kuşu tablosu kadar kırılgan ve ürkektir…

Pulitzer Ödüllü Kitaplar listesindeki Saka Kuşu, ruhani bir yolculuk gibi. Oradan oraya sürüklenen bir hayatın, kaybın, ölümün, takıntının, bağımlılığın, aşkın, kaderin ve kadersizliğin romanı. Tablonun içinden bakan küçük kuş, size evreni, iyiyi, kötüyü, güzeli, benliğin ve zaman kavramının derinliklerinde yatan sırrı sorgulatacak kadar güçlüdür. Buna rağmen tüneğine zincirlenmiş olsa dahi alabildiğine özgür.

 

10. Tavşan Dibe Vurdu – John Updike

Eser 60’lı yılların sonundaki Amerikan toplumunda yaşanan değişimleri, öğrenci ayaklanmalarını konu alıyor. Aynı şekilde Vietnam savaşını ve yaşamları değiştiren olaylar örgüsünü etrafında şekillenen eser, Amerikan edebiyatının büyük üstatlarından John Updike imzalı. “Tavşan Dibe Vurdu”, yazara iki kere Pulitzer ödülü kazandıran Tavşan dizisinin ikinci kitabıdır. Üstelik kitabın kahramanı olan Tavşan, günümüzün en önemli edebi kahramanları arasındadır.

 

Eğer daha fazla kitap içeriği isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.